KARABURUN

Tarihçe

Karaburun ve çevresinde yapılan kazıların sonuçları, bölgenin Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olduğunu gösteriyor.

Karaburun ilçe merkezinin 3-4 km güneyinde Çakmaktepe mevkiinde yapılan kazılardan elde edilen taş el baltaları, bir takım öğütme araçları, kesici aletler, çanak ve çömlekler MÖ 4000 tarihinden itibaren bölgenin yerleşim alanı olduğunu göstermektedir. Bir belde ile 13 köyün merkezi durumunda olan Karaburun 1415’te Osmanlı topraklarına katıldı; 19 yüzyılın sonunda Aydın Vilayeti’nin İzmir merkez ilçesine bağlı nahiye merkezi oldu. Daha sonra Çeşme ilçesine bağlı Ahırlı isminde bir bucak iken, 1910 yılında Çeşme’den ayrılarak ilçe haline getirildi ve adı değiştirilerek Karaburun denildi.

Karaburun’da tarihi değerlerin, kültür öğelerinin oluşmasında 1400’lü yıllarda meydana gelen Börklüce Mustafa ayaklanması önemli yer tutar. İslam tasavvufunun Vahdet’i Vücud Okuluna mensup ünlü Türk mutasavvıf, filozof ve kazaskeri Simavne Kadısıoğlu Şeyh Bedrettin’in düşüncelerine Karaburun’ yaymaya çalışan Börklüce Mustafa, yaklaşık 5 bin kişilik halk kitlesini de arkasına alarak yörede Osmanlı yönetimine karşı ayaklanma başlatır. Çelebi Mehmet döneminde uzun çabaların ardından Beyazıt Paşa’nın ordusu tarafından yakalanan Börklüce Mustafa Ayasuluk’a (Selçuk) götürülerek yandaşlarıyla birlikte öldürülür. Diğer müridi Torlak Kemal de Manisa’da ele geçirilip idam edilir. Ölümünün ardından Bedrettin’in halen yaşadığı söylencesi yörede yaygınlaşmış, birçok halk şiirine ve destanına konu olmuştur.

Karaburun’un tarihi sürecinde önemli yer tutan bir başka olay da Balkan Savaşları’dır. Savaş sonrasında batı Anadolu’ya hakim olan kargaşa ve kaos ortamında Karaburun ve köyleri de etkilenir. Bu topraklarda yüzyıllardır Türkler ile aynı ya da komşu köylerde yaşamış olan, yöresel deyimle Farisi Türkçe konuşan Rumlar bu yöreleri terk etmek zorunda bırakıldılar. Bu olaydan sonra 20. Yüzyıl’ın başından günümüze kadar bazı yörelerin adlarında değişiklikler yapılarak yeni yerleşim birimlerinin oluşturulduğu biliniyor.

Birinci Dünya Savaşı’nın ardından 23 Mayıs 1919 tarihinde Yunan kuvvetleri tarafından işgal edilen bölge 17 Eylül 1922 tarihinde işgalden kurtarıldı. Yunan askerlerinin çekilmesi ile birlikte yerli Rumlar da bölgeyi terketmek zorunda kaldı ve bunun sonucunda bölgede ekonomik ve toplumsal alanda büyük değişiklikler meydana geldi. Bu tarihten sonra yarımadanın nüfusu oldukça azaldı. 

Karaburun adının nereden geldiği konusunda çok değişik görüşler ve varsayımlar mevcut. Çok eski dönemlerde, yarımadanın adının “Capo Calaberno” olması, adının buradan değişerek geldiğini düşündürmektedir. Bir varsayıma göre ise; deniz yoluyla yarımadaya ilk varışta “Kömür Burnu” denilen mevkinin görülmesi nedeniyle, kayaların rengi esas alınarak “Karaburun” denildiği şeklindedir. Bir başka varsayım da eski Türk adlandırma usullerinde; kuzey yönünün “kara”, güney yönünün ise “ak’” olarak adlandırılması mantığına dayandırılmaktadır. Şimdiki ilçe merkezi eski haritalarda “Karaburun”, Esendere burnu ise “Akburun” olarak geçmektedir.

Fotoğraflar